Akçılar sağ tarafa, karacılar sol tarafa

Malum geçtiğimiz hafta belki de Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük katılımlarından birine imza atarak sandık başına gittik ve önümüzdeki süreçte ülkeyi kimin yöneteceğine karar verdik. Sonra oturduk neler olacak diye beklemeye başladık. Biz bir yandan beklerken, diğer taraftan birileri kaşıyacak yara aramaya başladı. Sebebini çözemedim ama oldukça rahatsız olduğum için az da olsa değinmek istedim. Geçen hafta da söylediğim gibi vatandaş artık seçimden siyasetten bıkmış, birileri hizmet versin diye ağzı açık bekliyor, bazı kesimler de toplumsal gerilim, kutuplaşma, toplumsal ayrışma gibi yeni yeni terimler üretmiş, bu kelimeler üzerinden huzursuzluk yaratmaya çalışıyor. Her ne kadar rahatsız oluyor, bu tavırlardan iğreniyor olsam da üzülerek söylüyorum ki adamlar bu işi başarıyor. Öyle ki 1 Kasım’ın ardından yerelde bile bunun etkilerini görmeye başladık. Sanki dersiniz sokakta sadece iki tip insan var Ak Partili olanlar ve olmayanlar. Olay bitmiş, iş işten geçmiş hala sandığa giren kağıt parçasının rengine göre insanları ayırmaya çalışanlar var.

Malum Kocaali’de yıllardır papağan gibi aynı şeyi söylüyoruz. Diyoruz ki yeni sosyal alanlar yaratın, gençlere sahip çıkın, kadınlara sahip çıkın. İnsanların bir arada güzel vakit geçirebileceği (kahvehane hariç)yeni yeni mekanlar açın. Benden önce kaç yıl söylendi bilmiyorum ama ben 6 yıldır söylüyorum. Sonuç itibari ile de geçtiğimiz hafta içi belediye bunun için iyi bir başlangıç yaptı. Bu Merkez Camii’nin arkasında ki şadırvanın üzerinde bir inşaat başlattı. Bileniniz var mı acaba orası baya uzun bir süredir kullanılıyordu ancak çok verimli değildi. Atıl durumdaydı da diyebiliriz. Her neyse, bundan birkaç ay önce bir inşaat başlatıldı ve oraya güzel bir sosyal alan yapıldı. Geçen Cuma günü de açtık gitti. Kimin emeği varsa şahsen ilçe gençliği adına teşekkür ediyorum. Benim açımdan bu iş gelecekte yapılacak olanlar için gayet iyi bir başlangıç. Tabi gençlerimiz bu gibi projelere sahip çıkarlarsa daha da güzel olacak.

Gençlerin sahip çıkması kadar büyüklerin da aynı oranda sahip çıkması lazım. Mesela bundan önceki her işte olduğu gibi dedikodu yapılmaması lazım. Yapılanı lekelememek lazım. Yapanın iştahını kırmamak lazım. Oldu ya, merkezin açılışı yapıldıktan sonra vatandaşla bu konuda konuşmaya başladık. Merak edenlerden kimisi ne yapmışlar diye sordu cevap verdik. Ne yapıldığını anlattık. İnanmayacaksınız ama yazının girişinde hani birileri halen kaşıyacak yara arıyorlar diye bahsettiğim mevzu var ya tam da burada karşıma çıktı. Ben merkezin içinde ne olduğunu anlatırken, faydasını anlatırken adamdan ‘Haa şu Ak Partililerin yeri mi?’ diye karşılık alınca resmen ağzım açık kaldı. Gördüm ki içimizde hala işi belediye yaptı diye gençleri Ahmet’çi Mehmet’çi diye ayıranlar var. Yani malum kesimin algı operasyonu bizim Kocaalililere de işlemiş. İşin faydasına bakan yok. Şimdi bunlara bir şeyler söylemek istiyorum.

Çok değil bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce yani 30 Mart 2014’te Kocaali için ultra yoğun bir yerel seçim yaşadık. Sonucunda Ahmet Acar belediye başkanlığında ikinci dönemine başladı. Şimdi de biraz o günlere dönelim. Adaylar meydanlarda ne konuştu, biraz hafıza tazeleyelim. Ak Parti Adayı Ahmet Acar, CHP Adayı Mithat Sarı, MHP Adayı Kenan Çatalbaş, SP Adayı Osman Şanlı’nın mahalle ziyaretlerini hatırlayın. Meydanlarda verdikleri vaatleri hatırlayın. Hepsi de gençlerin sahipsiz kaldığını söylemedi mi? Kocaali’de gençlerin ihtiyacını karşılayacak bir tane bile sosyal alan yok. Biz gelirsek yapacağız demedi mi? Kısacası gençlere yönelik projeler bütün adayların ajandalarında yer almadı mı? Açın internetten bakın hepsinin videoları var. Tekrar tekrar izleyin. Sonuçta içlerinde hangisi olursa olsun yapacaktı, yapmak Ahmet Acar’a nasip oldu. Ha yeterli mi? Orası tartışılır. Ama cesur bir adım. Diyeceksiniz ki cesaretle ne alakası var. Çok alakası var. Çünkü bu tür yerleri hizmet etsin, insanlar faydalansın diye açarken altından çok başka şeyler de çıkabilir. Sizin eğlensin dediğiniz gençler daha farklı işlere girebilirler. Unutmayın insanın olduğu yerde sorun bitmez. Dolayısı ile bunun gibi kanı fıkır fıkır kaynayan gençler için bir yer açmak risk meselesidir, cesaret ister. Bu yüzden Başkan Acar cesur bir adım atmıştır. Şimdi başa dönelim. 31 Mart 2014’e. Farz edelim ki seçimden Ahmet Acar değil de bir başkası galip çıktı. Mithat Sarı, Kenan Çatalbaş veyahut ta Osman Şanlı. İlk işlerinden birisi böyle bir hizmet merkezi açmak olmayacak mıydı? Bu gün arayıp sorsanız ilk günkü heyecanla ‘Evet’ derler. Peki o zaman da tabelasında ‘Kocaali Belediyesi Gençlik Merkezi ’ yazan o mekan sadece başkan hangi partidense onlar için açılmış bir mekan mı olacaktı? Başka partiye oy verelerin çocukları oraya gitmeyecek miydi? Yapmayın gözünüzü seveyim. İnsanları akçılar sağ tarafa, karacılar sol tarafa diye ayırmayın. Hele hele de gençleri hiç ayırmayın. Siz bu günün büyükleri, önderleri, yol gösterenleri. Siz televizyonlardaki üç beş kendini bilmezin kopardığı yaygaraya ortak olur ve bu virüsü gençlere de bulaştırırsanız o zaman onların oyununa alet olursunuz. Siz beş sene on sene sonra toprak olur gidersiniz. Şunu unutmayın sizler bu gün olduğu gibi itici, bölücü, ayrıştırıcı, kışkırtıcı konuşmaya devam ederseniz arkanızdan el açıp Fatiha gönderecek nesli hayattayken öldürmüş olursunuz. Aklı başa devşirmenin zamanında olduğumuzu unutmayın. Bölüşmediğimiz, ayrışmadığımız, yapılan hep birlikte sahip çıktığımız, yanlışın karşısında hep birlikte dik durduğumuz haftalarda buluşmak ümidiyle.
YORUM EKLE