Penceremi kapatırım olur biter

Yıllardır konuşuluyor ya Kocaali’de yok o yapılmadı, yok bu yapılmadı diye.  Mesela ben bu işe başladım son beş buçuk yıldır en az beş yüz elli kere Kocaali’de yapılan işlerle ilgili sohbetlere hatta tartışma boyutuna varan harareti ortamlara girip çıkmışımdır. Bunu iddia edenler bir nebze de olsa haklılar. Son iki üç yıldır bir şeyler yapılmaya başlandı ama halen istenilen, arzu edilen seviyede değiliz. Zaten bunu hiç kimse inkar etmiyor.

Bu tür meselelerde tartışan kişilerin belirli bir duruşu olması lazım. Ben de tavrımı sürekli muhafaza ettim. Sürekli aynı iddiayı savundum. Halen daha aynı yerdeyim. Efendim neymiş çarşı içinde trafik sorunu varmış, sahilde yatırım eksikliği varmış, mahallelerde yol vs. sorunu varmış… Doğru, çoğu konuda mükemmel denecek düzeyde değiliz. Ama takdir edersiniz ki her şeyin bir temeli olması lazım. Kocaali’nin en büyük eksiği yatırım eksikliği ise ve biz bunu kabul ediyor isek bir yerden başlamak lazım. Yatırım işinin startı da sorunsuz işleyen bir alt yapı ile başlar.

Şöyle bir genelleme yapalım şimdi. Bakalım alt yapıda durum nedir? Öyle ya plan proje olmadan inşaat olmaz. Öncelikle su meselesinden başlayalım. Malumunuz bundan birkaç yıl önce Kocaali için oldukça önemli bir mesele yeni su hattının döşenmesi ile neredeyse ortadan kalktı gibi. Neredeyse diyorum çünkü Hızar Mahalle, Yeni Mahalle ve Karşı Mahalle’nin yüksek ve merkeze uzak olan, hane sayısının az olduğu birkaç noktada sıkıntı var. O da suyun olmamasından değil sadece kot farkından dolayı yaşanan basınç düşüklüğünden.

Bir diğer mevzu Kocaali’de halen devam eden kanalizasyon işi. Hemen hemen bir buçuk yıl önce başladı ve devam ediyor. Öyle sanıyorum ki önümüzdeki yıl içerisinde tamamen bitmiş olacak. Bu arada arıtma işi de öyle hafife alınacak bir iş değil. Faydalı ve oldukça önemli bir proje.

Gelelim son iki yılın merakla beklenen projesine. Malum doğalgaz işi gündeme gelişiyle birlikte Kocaali’de büyü bir heyecan yarattı. Nasıl yaratmasın ki. Bu gün iki yüz liraya kiralanan sobalı bir daire doğalgaz gelince dört yüz beş yüz olacak. Dört yüz beş yüz lira arası olan kaloriferli daire yedi yüz lira gibi bir kira değerine ulaşacak. İlçede yeni iş yatırımlarının, toplu konut yatırımlarının ve özellikle turizm yatırımlarının önü açılmış olacak. Dolayısı ile vatandaşın şu günlerde haber beklediği konulardan biri de doğalgaz işinin ne zaman başlayacağı oldu. Haklılar mı? Aslına bakılırsa vatandaş gösterdiği bu sabırsızlık karşısında haklı. Niye mi? Çünkü ‘Haydi doğalgaza’ diye sokağa çıktığımız zaman el uzatan gerçekten çok oldu. Yeterli müracaat sayısının makul düzeye çekilmesi yani iki bin müracaatın yeterli görülmesi onaylandığı zaman bir iki hafta gibi kısa bir sürede iş bitmiş oldu. Yerel idarenin bu konudaki mücadelesi ciddiydi. Ama halkı kesinlikle yabana atmamak lazım. Geleceğine sahip çıktı. Velhasıl kelam öyle sanıyorum ki önümüzdeki birkaç haftalık süreçte doğalgaz işi de başlamış olacak.

Son birkaç ayın en büyük bombası ise bundan birkaç hafta önce patladı. Geçtiğimiz hafta da gazetemizde yer vermiştim. Kentsel dönüşüm meselesi. Haber ortaya çıkar çıkmaz toplumda yeni bir merak konusu oluşmuş oldu ve ciddi bir yankı buldu. Özellikle çarşı içinin mimari yapısından, merkez trafiğinden şikayetçi olanların tam da beklediği proje. Çünkü şu anki mevcut durumdan herkes rahatsız. Az bir kalabalık olsa ilçenin göbeği küt diye kilitleniyor. Ondan sonra bekle ki açılsın. Kaldırım denen bir şey neredeyse yok. Sonuç olarak merkezin büyük bir sıkıntısı da bu sayede çözülmüş olacak. Tabi işin projelendirilmesi bir yana dursun vatandaşın ne kadar sahip çıkacağı önemli. Onu da izleyip göreceğiz.

Bundan önce de bir kaç kez yazdığım şu kablo meselesi var. Hatırlarsınız. Telekom ve Sedaş neden kablolarını yer altına almıyor diye sormuştum. Pazartesi günü öğrendik ki onun için de çalışma başlatılmış. Hatta kısa sürede iş nerdeyse kazma vurma aşamasına gelmiş. Diyeceksiniz ki kabloyu yerin altına almak çok mu önemli? Evet önemli. Karasu’nun eski yerleşim bölgelerinde bu iş nerdeyse yirmi yıl önce bitti. Biz hala lillahtayız. Bu projenin Kocaali’de nasıl bir görünüm yaratacağını merak edenler varsa jandarma ışıklardan sahile kadar uzanan caddeyi gözünün önüne getirebilir. Etraftaki pislik temizlenince insanın içini açan bir ferahlık ortaya çıktı. Kaldırım işi de hallolduğu zaman oldukça güzel bir yol olacak.

Bu arada kabloların yer altına alınması işi ile Milletvekili Mustafa İsen bizzat ilgilenmiş. Biliyorsunuz 7 Haziran seçimleri için vekil adayları açıklandı zaman Levent Samrıoğlu, Recep Soytürk isimlerinin listede yer almaması ve Mustafa İsen’in kuzeyin adayı gibi lanse edilmesi az da olsa tedirginlik yaratmıştı. Kendisinin Kocaali için oldukça önemli sayılan bu proje konusundaki eli gelecek için ümit verici görünüyor.

Yine imar işine dönecek olursak sahil kesimini konuşmak lazım. Bunu da daha önce yazdık. Büyükşehir Belediyesi şu an Karasu’da devam eden sahil rekreasyon projesinin bir benzerini Kocaali’de yapacak. Önümüzdeki yıl yapılır büyük ihtimalle. Ama bu proje kısıtlı bir alanı ilgilendirecek. Sahilin tamamını ilgilendiren en büyük problem ise sokak cadde eksikliği. Şu anda imar planında görünen ama halen açılmamış olan bir dünya sokak var. Belediye zaman zaman sokak açıyor. Ama bu öyle uzun süreye yayılmaması lazım. Mümkün olan en kısa sürede planda görünen tüm cadde ve sokaklar açılmalı sokakların düzenleme ve aydınlatması ise merkezden başlamak sureti ile genişleyen bir çember şeklinde perdeypey tamamlanmalı.

Diyeceğim o ki. Kocaali’de eleştirecek çok şey olsa da şu an için doğru yoldayız. Buna karşılık vatandaş olarak çekeceğimiz çile var mı? Elbette var. Bana öyle geliyor ki en az dört beş yıl da tozla toprakla ciddi bir savaşımız olacak. Ha onunda çözümü var. Şayet gelecekte evimin önüne taş üstüne taş koyulacaksa ve ben bunun için toz yutmak zorundaysam. O tozu yutarım. Baktım olmuyor penceremi kapatırım olur biter…     

YORUM EKLE